Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a sunulan ‘gizli’ ibareli PKK ile mücadele raporunun ardından bir de 12 Mart 1971 darbesinden sonra dönemin üçüncü başbakanı Naim Talu’ya verilen gizli bir brifing sahafa düştü.
10 Haber’den Masum Gök’ün haberine göre, 1971 askeri darbesinin ardından İstanbul 1. Ordu Komutanı Orgeneral Faik Türün, dönemin üçüncü başbakanı Naim Talu’ya Birinci Ordu Komutanlığı’nda bir brifing verdi.
13 Haziran 1973 tarihli brifing Türkiye’de sol büyürse Endonezya’daki komünist katliamı gibi çok kanlı biter uyarısı yapıyordu:
“Zaman zaman mantar misali kendiliğinden üreyen fikirlerin zehirlisiyle zehirsizini ayırt edemeyenler çıkabilir ve bu tembelliklerinin cezalarını çekebilirler. Ne var ki tembellerin sayısı Endonezya’da olduğu gibi yüz binleri aşarsa temizlemek hem çok kanlı hem de vakit geçmiş olabilir.”
TÜRKİYE SOLU İKİ GRUBA AYRILMIŞ
Talu’ya verilen bu brifing, Türkiye’deki solu iki gruba ayırıyor. Birinci grup ‘milli demokratik devrim tezini benimseyenler’, ikinci grup ise ‘ulusal devrim stratejisini benimseyenler’.
Habere göre birinci grupta yer alan örgütler şöyle sıralanıyor: THKO, THKP-C ve TİİKP (PDA).
Brifingde 12 Mart muhtırasından sonra THKP-C’nin Ege kırsalında faaliyet gösterdiği, THKO’nun ise Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının yakalanıp idam edilmesinden sonra teorik çalışmaya önem vererek broşür hazırladığı belirtiliyor.
Doğu Perinçek’in PDA grubuyla ilgili olarak da şöyle deniyor:
“Milli demokratik devrim stratejisini benimseyen ikinci grup Pekin’in (Çin) etkisi altında bulunan Proleter Devrimci Aydınlık grubunun teşkil ettiği Türkiye ihtilalci İşçi Köylü Partisi’nin kurmaylarıdır. Fikir Kulüpleri Federasyonu’nun DEV GENÇ’e dönüşüyle Sosyalist Aydınlık çevresinde toplanan bazı kişiler Doğu Perinçek’in önderliğinde Mihri Belli’den muhtemelen dış etkenlerin itimi ile koparılmışlardır. Partinin stratejisini itiraf eden bir sanık Çin Halk Cumhuriyeti’ni model aldıklarını ve uygulamanın halk savaşı ile başarı kazanacağına inandıklarını beyan etmiştir.”
‘Ulusal devrim stratejisini benimseyen grup’ta yer alan örgütler ise şöyle sıralanıyor: Madanoğlu grubu, Talat Turhan grubu, Hikmet Kıvılcımlı grubu.
Hikmet Kıvılcımlı grubuyla ilgili, “Silahlı Kuvvetlere dayanarak devlet ele geçirilebilir tezini savunan bu grup bilhassa Deniz Kuvvetlerimizin genç subay ve astsubaylarına nüfus etmeye çalışmıştır. 84 sanıklı dava olarak bilinen dava grubunun sönmesinde yararlı olmuştur” deniyor.
Brifingde, “Sayın başbakanım, memleketimizdeki görüntüsü ve oluşumu takdim edilmiş bulunan aşırı sol akımlar şüphesiz kendiliğinden vücut bulmamışlardır. Memleketimiz bu sinsi savaşın tek hedefi değildir. Birçok ülke benzer veya az farklı olarak hedef seçilmekte veya etki altında bulunmamaktadır. Nitekim son birkaç yıldan beri hür demokratik ülkelerde belirlenen kanı ‘Devletleri ve rejimleri yıkmak için saldırılar düzenleyen cepheleşmiş örgütlerin birbirleriyle irtibatlı ve belli merkezlerden finanse edildiği’ şeklindedir” vurgusu yapılıyor.
(HABER MERKEZİ)