Doğan Demir: Alevilerin Sessiz Çığlığına Kulak Verme Zamanı
Gelecek Partisi İstanbul Milletvekili Doğan Demir, Meclis’te grubu bulunan tüm siyasi partilere Aleviler için çağrı yaparak, “Kürtlerin çözüm sürecinde seslerinin duyulması gerektiği gibi; Alevilerin de kendilerini güvende ve eşit hissedebileceği bir gelecek inşa edilmelidir. Bu, bizim ortak evimiz olan Türkiye için bir zarurettir. Alevilerin sessiz çığlığına kulak verme zamanı!” dedi.
Doğan Demir’den Siyasi Partilere Aleviler İçin Çağrı
Gelecek Partili Doğan Demir, tüm siyasi partilere kaleme aldığı açık mektupta, Alevilerin “duyulmayan” taleplerini hatırlatarak, “Bugün hâlâ Cemevleri ibadethane olarak tanınmamakta, Alevi inancı eğitim müfredatında yok sayılmakta, kamuda Alevi kimliğiyle var olmak ise bir mücadeleye dönüşmektedir. Bütün bu gerçekler, barış sürecinin yalnızca güvenlikçi bir eksende değil; demokratik bir toplumsal dönüşüm temelinde ele alınması gerektiğini göstermektedir” ifadesini kullandı.
“Biz Alevilerin talepleri ne yeni ne de güncel; köklü ve haklıdır!”
Doğan Demir, şunları kaydetti: “Ülkemiz, uzun yıllardır içinden geçtiği çatışmalı süreçleri sona erdirme iradesiyle defalarca yüzleşti. Son dönemde yeniden gündeme gelen silah bırakma ve toplumsal barış arayışları, ülkemizin geleceği açısından umut verici bir atmosfer doğurmuştur. Ancak barış, sadece silahların susmasıyla değil; toplumun tüm kesimlerinin eşit ve adil bir şekilde kendini ifade edebildiği bir düzlemde mümkündür.
Bugün, Kürt meselesinde ortaya çıkan çözüm ve müzakere ihtimali, bizlere başka bir toplumsal yarayı da hatırlatıyor: Alevi toplumu olarak yıllardır dile getirdiğimiz ancak sistematik biçimde duyulmayan taleplerimizi…
Türkiye’de barış inşa edilecekse bu, sadece silahlı aktörlerle ve belli kesimlerle değil; tarih boyunca kimliğinden, inancından ya da yaşam tarzından dolayı ötekileştirilmiş tüm kesimlerle yüzleşerek mümkün olacaktır.
Eşit yurttaşlık, inanç özgürlüğü, kamusal alanda temsiliyet ve kültürel haklar gibi temel başlıklar; yıllardır dile getirdiğimiz, ancak karşılığını ne yazık ki bulamadığımız hak arayışlarıdır. Bugün ülkemiz yeni bir toplumsal mutabakatın eşiğindeyse, bu eşikte Alevilerin talepleri de mutlaka yerini almalıdır.
Çünkü gerçek barış, herkesin kendini bu ülkenin eşit ve onurlu bir parçası olarak hissedebilmesiyle mümkündür.
“Eşitlik, Sessizleri duyabildiğimizde başlar!”
Bugün hâlâ Cemevleri ibadethane olarak tanınmamakta, Alevi inancı eğitim müfredatında yok sayılmakta, kamuda Alevi kimliğiyle var olmak ise bir mücadeleye dönüşmektedir.
Bütün bu gerçekler, barış sürecinin yalnızca güvenlikçi bir eksende değil; demokratik bir toplumsal dönüşüm temelinde ele alınması gerektiğini göstermektedir.
Devletin ve toplumun, biz Alevi toplumunun taleplerini duyması, anlaması ve karşılaması sadece Aleviler için değil; ülkemiz demokrasisi için de bir sınav niteliğindedir.