İLİM Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, “Türkiye kendisi bütün ticaretini kesti ki İsrail’le ticaretinden cari fazlası olan ülkeyiz. Yani ticari olarak, ekonomik olarak, İsrail ile ticaretten İsrail’e nazaran Türkiye’nin menfaati var. Buna rağmen biz, hani şu anda cari açık konuşuyoruz, ‘Cari açığımız azalıyor’ diyoruz. İsrail ile ticareti keselim diye 3 milyar doların üzerinde cari fazlamızdan feragat ettik” dedi.
İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, bugün Kocaeli’nin İzmit ilçesindeki Uluslararası Gençlik Merkezi’nde düzenlenen İlim Yayma Cemiyeti Kocaeli Şubesi’nin Olağan Genel Kurulu’nda konuştu. Genel Kurul’a Erdoğan’ın yanı sıra Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, AK Parti Kocaeli Milletvekilleri, siyasi partilerin temsilcileri ve cemiyetin yöneticileri katıldı. İsrail- Filistin savaşına ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, söyle konuştu:
“Netanyahu’yu indirdik mi hesaplaştık’ diyecekler. Muhtemelen Avrupa’daki yöneticilerin kafasındaki tasarım veya normal ortalama Amerikalı yöneticinin kafasında budur. Muhtemelen ‘Netanyahu bir seçim kaybeder, ondan sonra bütün suçu onun üstüne yıkarız; ondan sonra bu soykırımdan İsrail’i de böyle temizleriz’ diye düşünüyorlar. ya ne mümkün? İsrail de senin ‘sivil’ dediğin, ‘Bunlara Hamas terör saldırısı yaptı; ondan sonra sivilleri tutsak aldı, vahşet uyguladı’ dediğin insanların çoğu birinin evine çökmüş. Yani zaten İsrail’de bütün vatandaşlar askere alınıyor. Ben onun asker olmasını bir tarafa koyuyorum ama bir yandan da birisinin toprağı üzerinde oturuyor; birinin bahçesinde çiçeklerini suluyor, birinin evinde yatak odasında uyuyor geceleri. Şimdi nasıl buna sivil diyorsun? Onun için bu soykırımı İsrail halkının herhalde yüzde 70-80’inin üzerinde destekledi zaten. Şimdi Amerika turistik bölge mi yapacak, ne yapacak bakalım göreceğiz, yapabilecek mi, yapamayacak mı ama Gazze’deki insanların, evlerinin, hastanelerinin, okullarının, camilerinin kim tarafından yapması lazım biliyor musun? İsrail tarafından yapılması lazım. Yani normalde bir savaşın kusurlusuna savaş tazminatı ödettirilir. Bütün dünya tarihinde savaşın kusurlusu kimse ya kazanan onu ona yaptırır ama bugünün şartlarında eğer dünyada Birleşmiş Milletler varsa uluslararası hukuk kuralları varsa Uluslararası Ceza Mahkemesi, Adalet Divanı varsa bunların İsrail devletini savaş tazminatı ödemeye ve Gazze’nin yeniden inşasını finanse etmeye icbar etmesi gerekir ki bir daha yıkmasın. Malı kıymetli olduğu için ona yaptırabilirsek bir daha da yıktırmayız inşallah. 8-9 milyarlık dünyada 500 milyon Müslüman, Müslüman gibi yaşasa, 2,5 milyarı bırakın 500 milyon Müslüman, Müslüman gibi yaşasa zaten bu işler olmaz.”
‘TÜRKİYE, İSLAM DÜNYASINI İKNA EDEMEDİ’
Türkiye’nin İsrail ile bütün ticaretini kestiğini belirten Erdoğan, “55 Müslüman ülke aynı anda aynı adımları atsak. Yapılacak en güçlü iş o. Yani 55 Müslüman ülke, bazılarının zaten İsrail’le ilişkisi yok; bazılarını zaten İsrail’le ticareti yok ama hepsi birden dese ki ‘İsrail ile ilişkileri kesiyoruz, maslahatgüzarı varsa onu bile geri gönderiyoruz; hiçbir şekilde ülkemizde İsrail’in diplomatik temsiline izin vermiyoruz; İsrail’e ticareti kesiyoruz.’ Hepsi aynı anda bunları yapsaydı zaten İsrail bu işe devam edemezdi ama maalesef işte Arap Birliği toplandı; İslam İşbirliği Teşkilatı toplandı, toplantılar yapıldı. Maalesef Türkiye, İslam dünyasını, bu konuda ortak adım atmaya ikna edemedi. Edemedikten sonra da aşağı-yukarı 6 ay sonra Türkiye kendisi bütün ticaretini kesti ki İsrail ile ticaretinden cari fazlası olan ülkeyiz. Yani ticari olarak, ekonomik olarak, İsrail ile ticaretten İsrail’e nazaran Türkiye’nin menfaati var. Buna rağmen biz, hani şu anda cari açık konuşuyoruz, ‘Cari açığımız azalıyor’ diyoruz. İsrail ile ticareti keselim diye 3 milyar doların üzerinde cari fazlamızdan feragat ettik. Türkiye bunu yapabilir, daha fazlasını yapabilmemiz için daha fazlasını yapmaya muvafık bir millet olmamız da lazım. Türkiye, İsrail bu soykırım yapamasın diye güçlü adımlar atsın ama bunun karşılığında bunun ceremesi olursa çekmeye hazır bir milleti, toplumu olması da lazım. Türkiye hayırlı bir iş için bir ekonomik sıkı bir darboğaza girecek olsa, ‘Ya bunu bunun için biz çekeriz’ diyecek ne kadarımız vardır acaba? Kendimizi hesaba çekelim. Bireysel olarak ayrı çekelim, toplum olarak da ayrı çekelim. Biz nasıl bir milletiz” dedi.
